HAYDARPAŞA'YA KARŞI

03:03


Bir süredir kendimi hiç dinlemiyordum. Uzun bir süredir.

Ben kendimi dinlemezken kendim 25 yaşına girdi. 25 yaşına girdiğim gün, İstanbul’da vapura binmiş Haydarpaşa’ya karşı sahlep içiyordum. 

*

Bu bloga anlatacak, yazacak o kadar çok şey var ki. Defterimde yazalı aylar geçmiş olan ve artık yapmadığımı anlayınca daha fazla duramayıp sildiğim to-do-list'lerde pek çok blog yazısı var. Planlanmış, fotoğraflanmış, düzenlenip siteye bile yüklenmiş ancak hiçbir şekilde yayınlanmamış. Mesela hala 2017 değerlendirmesi var. 2018 beklentileri var. Hayaller hayalkırıklıkları var. İnanır mısınız, sevdiğim allıklar hakkında bir yazı bile var. Bu benim, Aralık ayının son haftasında takıp geçtiğimiz aya kadar uğraştığım bir şeydi.

Sizin haberiniz yokken çekilmiş ve editsiz haliyle 3 saat kadar süren videolar vardı. Eskisi gibi. Siz bilmiyorken, duymuyorken o kadar çok şey anlattım ki. Kocaman bir ifade etmeler dünyasında olabilecek her şekilde anlattım. Çok konuştum. Çok yazdım. 

*

25 yaşına girdiğimde Haydarpaşa'ya karşı sahlep içiyor, hayata dair pek çok şeyden emin oluyordum. Aslında biliyor musunuz, her şeyden emin oluyordum.

*

Güzel bir an.

*

Bir süredir çok yoruluyordum, her yere koşuyor her şeyi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Düzen getirecekken dağıldıkça dağılmış, bir noktadan sonra eve kendimi atıp bir köşede uyuyakalana kadar dizi seyretmeye başlamıştım. Bunlar için kendimi suçlamayacaktım. 24 yaşımın muazzam coşkusu beni bir sene uyuşturmuştu ama sonlarına doğru artık bir şeyler değişiyordu. Hayatım değişiyordu. Güneş sanki Aralık ayının sonlarına doğru Ankara'dan gitmişti. Valizini hazırlamış, eşyalarını özenle kutulara yerleştirmiş, gitmişti.

Bundan sonra insanları artık dinlemek istemiyordum. İnsanlar konuşuyor, bağırıyor, tavsiye ve akıl veriyor ve durmaksızın anlatıyordu. Benden artık bu kadardı. Canım biraz bu şehirde biraz o şehirde olmak mı istiyordu, tamamdı. Olacaktım. Tüm şartları hazırlayıp hop diye uçacaktım. Her yerde bir şeylere zaten dayanacaktım.

Ama en sonuna dek yaşamak ve bitirmek istiyordum, bahar geldiğinde ben bu uykudan zaten uyanacaktım.

*

25 yaşına girdiğim gün, ileride nerede olmam gerektiğine dair kesin bir içgörüm vardı. Haydarpaşa'ya karşı ayaklarımı uzatmış, keyif yapıyordum. Uzun zamandır hissetmediğim bir berraklıkla her şeyi görebiliyordum. O an mutluydum, bir anlığına olmam gereken yerde olmam gereken saatte tam olarak kendimle buluşmuş gibiydim. Benim için 24 yaşım gerçekten tam da orada bitmişti ve sonunda yeni kendime kavuşmuştum.

Ben gerçekten de bu şehirde doğmuştum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder