LİSANS SONRASI: ALTERNATİF YOLLAR -1-

09:02

2020'nin sonuna doğru yaklaşırken ve artık iş hayatında 5. seneme doğru giderken alan ne durumda, sahada işler nasıl, biraz değerlendirmek ve 5 senelik tecrübemin bakış açısıyla son durumu irdelemek istedim. Ne yalan söyleyeyim, artık bu blogda Psikoloji ile alakalı çok fazla yazı yazmak istemiyorum. Ben daha kişisel şeyler yazmak istedikçe inadına en popüler yazılarım Psikoloji ile ilgili olanlar oluyor, en çok Psikoloji ile ilgili soru alıyorum. Mezunlar ya da mezuniyet sürecinde olanlar o kadar sıkıntılı ki, bu yazıları yazmanın bir şekilde sosyal sorumluluğum olduğunu düşünmeye başladım. Beni 4 sene üniversitede okutmuş, ardından yüksek lisanslara göndermiş ve en sonunda iş sahibi yapmış güzel ülkemin güzel gençliğine belki yardımı dokunur diyerek bir yerden başlayayım.

Geçmişte pek çok yere Psikoloji bölümünden mezuniyetten sonra neler yapıldığını ve neler yapılabileceğini konuştum, ben Endüstri ve Örgüt tarafına yöneldim ancak HR'da çalışmak uçtan uca mezunların hangi alanlara yöneldiğini kuşbakışı görmemi de sağladı ve sağlıyor. Örgütte çalışma hakkında çok detaylı yazılar var ve gördüğüm kadarıyla gün geçtikçe daha çok Psikoloji mezunu bu alana yöneliyor. Bu, doğal bir sirkülasyon: Çünkü Klinik doydu, her sene daha kötüye gittiği şekilde bu sene bir de Pandemi geldi ve Devlet alım yapmıyor, aldığında da ücretler düşük. Ben de artık i/o'nun da (Endüstri ve Örgüt'ün kısaltması olarak kullanacağım bundan sonra) doyduğunu düşünmeye başlıyorum, şu anki mezunlar için değil ancak henüz üniversite okuyanlar için uzun vadede talep olduğu kadar arz olmayacaktır. Arz olduğunda da muhtemelen bu arzı, ülkenin en yüksek ÖSYM puanıyla öğrenci alan okullarının mezunları kapatacaktır. Bu sebeple mevcut öğrenci, vizyoner davranmak ve şansını olabilecek her anlamda zorlamak zorunda. Her zaman dediğimiz gibi, farklılaşmak ve kendi yolunu çizebilecek becerilere sahip olmak çok önemli. Türkiye'de Psikoloji lisans eğitimi Klinik/Sosyal zincirinde sıkışıp kalmış vaziyette ve Freudyen, içine kapanık, asosyal, apolitik, dünyadan uzak ve bir o kadar otoriteryen bir disiplin haline geldi. Bunun sonucu olarak öğrenci ve işsiz mezunlar hem vakit kaybediyor hem de gelecekte sahip olacakları maddi gelirden kaybediyor. Bu uzun konuya sonda tekrar geleceğim, şimdi madde madde Psikoloji'de ilerisi için alternatif yollar neler olabilir, bu sene yeni bir trend var mı, buna bakalım:

1. Conversational UX/UI Designer

Bu aralar bir proje için Dialog Tasarım ve Dialog Kalite Uzmanları ile görüşüyorum. Başlığı çevirirsek yaklaşık olarak böyle bir şeye denk geliyor: Kullanıcı Deneyimi Dialog Uzmanı. Gibi bir şey. Türkiye'de neredeyse hiç bulunmayan ancak yavaş yavaş robotik süreçlerin gelişiyle ihtiyaç duyulan, gelecekte ise çok daha ihtiyaç duyulacak bir alan. UX/UI Designer olarak Psikolog ne yapabilir: 

- Chatbot teknolojileri içinde görev alabilir. Herhangi bir marka, hizmet veya servisin Chatbot tasarımında Psikoloji açısından kullanıcı deneyimi nasıl geliştirilebilir, hangi soruya karşılık ne tarz bir dialog tasarımı yapılırsa iç ve dış müşteri bağlılığı oluşur, danışmanlık verebilir. 
- Çağrı merkezleri dünya var oldukça devam edecek bir hizmet olabilir: Çağrı merkezlerinde yetkililerin arama yaptıklarında kullandıkları dili ve script'i tasarlayabilir, bunun müşteri üzerindeki etkisini analiz edebilir. Tamamen davranışsal olarak "nasıl yaparsak kurum/şirket kazanırken müşteriyi de mutlu ederiz"i kurgulayabilir. 

Online alışveriş ve marketplace projelerinin bu kadar büyük bir ivmeyle büyüdüğü zamanda gerçek bir kariyer fırsatı. Psikoloji okuyan ve kreatif tarafı güçlü olan, metin yazarlığı yapmış ya da yapabilecek, ama aynı zamanda veri yorumlama ve analitik kabiliyetlerine de güvenen mezunlar yönelmeli...

2. UX/UI Designer

Kullanıcı deneyimi, kullanıcı etkileşimi tasarımı nasıl oldu da bu kadar alakasız bölümlerden bu kadar alakasız insanların eline kaldı bilmemekle birlikte, yurtdışında psikologların en çok sevdiği alanlardan birisi bu. Aklınıza gelebilecek her alanla ilgili kullanıcı deneyimi tasarlayabilir ve aklınıza gelecek her alana sızabilirsiniz. Bir bankanın mobil aplikasyonunda kullanılan arayüzlerin müşteri davranışına olan etkisini analiz ederek daha da mükemmelleştirebilirsiniz mesela. Ya da bir e-ticaret sitesinin Pazarlama reklam kampanyasının müşteri davranışına olan katkısını analiz edebilirsiniz. Renklerin, seslerin, görünen ve görünmeyen her şeyin bir kullanıcı deneyimi ve etkileşimi unsuru olduğunu ve bu deneyimin davranışsal olarak ölçümlenmesi gerektiğini düşünürsek alanın ne kadar devasa bir hale geldiğini anlamak zor olmayacaktır.

3. CRM - Customer Relationship Management

İnsanlarla birebir görüşmekten hoşlanmayan ancak insan davranışını manipüle etmekten veya büyük veriler üzerinden davranışı analiz edip onu istediği şekilde yönlendirmek için stratejiler geliştirmek isteyenler için alternatif bir kariyer yolu.

Burada Psikoloji'ye olan bakış açımızı komple değiştirmemiz gerek. Bu disiplinin aslında davranış bilimi olduğunu unutuyoruz, daha doğrusu üniversitelerimizde verilen eğitim bize bu vurguyu hiçbir şekilde yapmıyor. İnsanın olduğu, insan davranışının olduğu her yerde var olması gereken bir alanken hastane koridorlarında Psikiyatristlerin yan odasındaki test yapıcılar haline gelmemeliyiz. Psikoloji öğrencisi hala lisansta tez yazarken topladığı anketleri analiz edebilmek için İstatistik dersi aldığını ve SPSS öğrendiğini sanıyor. Oysa kök yetkinliklerine baktığımızda insan davranışını ölçümlemek ve yeri geldiğinde manipüle edebilmek için analitik kabiliyetlerimizi daha da güçlendirmemiz gerek. 

4. Copywriter

İlk madde ile yakın ve değil: Genelde ajanslarda ya da freelance olarak çalışan ve farklı metin yazarlığı projelerinde Psikoloji eğitiminin katkısını görebilecek ve gösterebilecek bir alan. 

Peki ya işin vicdani tarafı ne olacak diye soran öğrencileri duyar gibi oluyorum. Bir şekilde insanlara yardım etme isteğiyle bu bölüme gelmiş, bu kadar eğitim aldıktan sonra bu bilgiyi insanlara yardım etmek için değil, insan davranışlarını analiz ederek büyük kurum veya şirketlere daha fazla kazanç sağlamak için kullanmanın getirdiği yük?

Bu kişinin kendi muhasebesini yapacağı bir şey, ama seneler geçtikçe büyük şirketlerin MT programına daha çok psikolog başvuruyor, daha çok öğrenci okula devam ederken kurumsalların departmanlarında uzun dönem staj yapıyor, daha çok öğrenci alanın lisansta anlatıldığı gibi olmadığını, yüksek lisans yapmayan yeni mezunun dışlandığını ve hiçbir yere giremediğini görüyor. 

Peki ya ne yapacağız, bu kadar sayıyorsun ve çok güzel ama nasıl yöneleceğiz diye soran diğerlerini de görür gibi oluyorum. Yolu kendimiz çizmektense gösterilsin istiyoruz. Şunları şunları yaparsan şu maaşla şu yerde çalışabilirsin garantisi verilsin istiyoruz. Belki de niş bir alanda özel bir iş yapalım istiyoruz ancak birisi bize yine de göstersin... Hayat böyle bir şey değil: Evet iş hayatındaki 5. senemde artık gönül rahatlığı ile bunu söyleyebilirim. Hayatta risk alanlar, hayattaki her şeyi "atılırcasına" yaşayanlar ve farklı alanlara ilgi duyanlar kazanıyor. Sevdiğiniz alanları birleştirmeli, melezleştirmeli, en sonuna kadar sahip olduğunuz bilgiyi kullanarak onu daha değerli hale getirmelisiniz. Bugün akşam haberlerinde spikerin okuyacağı metni yazan editörün de psikoloji bilmeye ihtiyacı var, siyasetçilerin mitinglerde yaptığı konuşmayı yazanların da psikoloji bilmeye ihtiyacı var, büyük markaların sosyal medya hesaplarının yönetiminde de psikoloji gerekir, satış pazarlama tekniklerinde de vesaire vesaire... 

Her yerde size ihtiyaç duyulduğunu kanıtlamak ise sizin elinizde. İşvereninize, işveren her kimse, o daha ihtiyacı olduğunu bile bilmiyorken aslında size ihtiyacı olduğunu fark ettirmek, sizin elinizde.

Sanıyorum şimdilik bu kadar, tekrar görüşmek üzere!

Ps: Fotoğraflar, Viyana'daki Freud Museum'dan, 2019'da çekildi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder