SENE 2021, BU BLOG HALA NEDEN VAR

10:13

...ve neden ısrarla ısrarla ısrarla burada yazmaya devam ediyorum? 

Buraya yazacağım hiçbir şeyden emin değilim, ilk söyleyeceğim şey bu. Arada insanlar bana blogumu okuduklarını yazdıklarında ya da uzun süre yazmadığım zaman "hadi yaz artık!" dediklerinde o kadar şaşırıyorum ki. Bu blogu, böyle yazıp uzay boşluğuna bıraktığım yazılar gibi düşünüyorum kendi kendime. Bir kağıt parçasına birkaç şey karalamışım da uzay boşluğuna atmışım, bu görkemli bir saray olduğu kadar çöplük olarak da değerlendirilebilecek internet aleminde yok oluşa doğru giden cümle parçacıklarıymış gibi geliyor. Film sahnesi gibi gözünüzün önüne gelmiştir muhtemelen: Dünyada kalan son insan olarak ben, ileride belki birisi bulur diye olabildiğince çok iz bırakmaya çalışıyorumdur...

Bu blog varoluşsal bir sıkıntı, bunun farkındayım. Tüm iliklerime kadar farkındayım hem de. Benliğimin tıpkı yukarıdaki gibi kaybolmamak için, "ben de bu dünyadaydım, ben de yaşadım!" diyebilmesi için beni sürekli yazmak için telkin ettiğini alttan alta duyumsadığım bile söylenebilir. Hiçbir şey bırakamıyorum, düşünsenize, şimdiden dünya üzerinde 28 yıldır varım ve geriye kelimenin tam anlamıyla HİÇBİR ŞEY bırakamıyorum. Ne bırakmam gerekir, hoş onu da bilmiyorum ama rahmetli dedem ve babaannem bize meyve ağaçları bırakmıştı... Elime 5-10 lira geçince ağaç dikimi için bağış yapıyorum ama yok, olmuyor. Ellerimden hiçbir şey çıkmıyor. Ve bu her gün, gerçekten her gün "ne işim var benim burada?!" hissi yaşamama sebep oluyor. 

07:30'da mesaim başlıyor ve ne zaman bitti dersem o zaman bitiyor ve emin olun ki erken bitmiyor, sürekli bir şeylerle meşgulüm ancak ellerimde hiçbir şey oluşmuyor. Sıkıntılıyım, bu konuda çok sıkıntıdayım. Bu blog bana umut veriyor, sanki bir gün her şeyi bırakıp kendi yolumu çizebilmem (hoş bu da ne demekse) ya da yepyeni bir hayata geçebilmem için gerekli olan her şey buradaymış gibi. Aslında kendiliğimden parçaları her bir yazıda, her bir fotoğrafta buraya bırakıyorum. Bir gün kendime gelmem gerekirse, bir yerde gücüm tükenirse, kendimi unutursam, artık mahiyetime ulaşamadığım bir zaman gelirse buraya gelmem yetecekmiş gibi hissediyorum. Sanki babamın eviymiş gibi burası, her şeyin güvenli ve kontrol altında olduğu eski bir gelin sandığı gibi. Bu blog bana şu anlamda da umut veriyor: Baktığım zaman, arada dönüp eski bir yazımı okuduğum zaman kendi kendime bir güç veriyorum, cesaret verici bir şey yapmam gerekecekse bu yazıyı yazan kişi bunu yapabilir diye düşünüyorum. Çok ilginç değil mi? Benliğim bu blog sayesinde yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya sürekli oluşuyor: Burayı yazarken da değişiyorum, yazdıklarım da sonrasında beni değiştiriyor.

Evet bu blog varoluşsal bir sıkıntı... 

Günümün her anı bilinçdışımda ileriye dönük planlar yaparak geçiyor, sanıyorum bu benim en büyük huzursuzluğum. Hep yapmadığım, yapmam gereken bir şeyler var gibi. Nasıl yatırım yapmam lazım, paramı ilerisi için nasıl kullanmam lazım, neyi nasıl yaparsam iyi bağlantılar kurarım ilerisi için, of! Bu hesaplar hiç bitmiyor. Dönem dönem hayalini kurduğum şey değişiyor, şu an ileride bir fırın açmak istediğimi söylüyorum mesela ama bunda ne kadar ciddi olduğumu bile bilmiyorum. Eminim ki yakında fırından vazgeçip çok daha farklı bir şeye dadanır ona yönelirim. Ama bakıyorum, hep bir şeyler yapmak var; hep kendim için bir şeyler yapmak hep kendimi daha iyi ifade edebilmemi sağlamak, hep öyle hep böyle... Çoğu insan böyleyken aslında bunun gerçekten de varoluşumuza dair bir problem olduğunu biliyorum. Bu blog, bu blogda yazılan bir yazı geçici süreliğine bu kaygımı azaltıyor, sanki uzay boşluğuna öylesine atılmış yazı parçacıkları değilmiş gibi bir iz bıraktığım hissiyatı yaşatıyor.

Sanırım hep bu sebeplerden ötürü buralarda olmaya devam edeceğim, dedemin cennet hurmalarını dikerken içten içe hissettiği gibi, kendi kendime bir şeyler deneyerek bir şeyler karalayarak, herhangi bir şeyi başarma derdi olmadan tamamen özgür, safiyane... 

2 yorum:

  1. Sizin blogunuz arakaya klasik müzik açıp yazıların büyüsüne kendimi bıraktığım bir gizli yer benim için, o yüzden lütfen yazmaya devam edin.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu mesajı ne yazık ki şimdi gördüm ancak sürpriz yaparak günümü güzelleştirdi! Tam ama tam olarak burayı okuyan herkese hissettirmek istediğim şey bu galiba: Burası bir salıverme, bir rahatlama yeri olsun, öylece okusun ve geçsin insanlar, bir kahve yanı olsun...

      Çok sevgiler!

      Sil