30 YAŞIN İLK YARISINA ÖVGÜ

09:37

Bir anda gelen 30 yaş övgüsünün sebebi Starbucks'ta baristanın birinin bana abla demesi. Şöyle söyleyeyim: Bulunduğum yaş var ya, efsane. Efsane deyip çok değersizleştirmek de istemem. Muhteşem ötesi. Artık buna nasıl bir isim verilirse. 


Yukarıdaki fotoğraf bana Köln'de hediye edilen doğumgünü pastam ve kahvem. Bu ufak tatlı o kadar iyiydi ki fotoğrafını çekmiş ve onu hatırlamaya değer pek çok şeyin arasına koymuştum. O andan itibaren beni mutlu mutlu hissettiren şeyleri not almaya başlamıştım. Şimdi size 30 yaşın şimdiye kadar neden muhteşem olduğunu 100 küsür madde ile kanıtlıyorum, buna hazır mısınız?


1. Maruş’un patisini gıdıklayınca parmaklarını açması.

2. Büşra ile 12 senelik arkadaş olduğumuzu keşfetmemiz.

3. Büşra’nın İstanbul’a gelmesi.

4. Almanya vizesini alabilmek. 

5. Birinci ders döneminin bitirmek - sırada finaller var 

6. Okul sonrası Kadıköy’de dolaşıp günlük 10 bin adımı tamamlayabilmek. 

7. Morn coffee’deki breakfast brioche bun kokusu. 

8. İyi ki kahve makinesi almışım dediğim her kahve yapışım. 

9. Maruşka’nın sağlıklı bi kedi olması. 

10. Ahsen’in gece 3’e kadar oturması. 

11. Kızlarla doğumgünü kutlaması yapmamız (Ceyda’nın evinde!)

12. Patatesli pay efsane bir lezzet. 

13. Ankara’ya bilet almak.
14. Patoloji ve bdt sınavlarımın iyi geçmesi ve hocayla sohbet. 
15. Kyk borcunun bitmiş olması. 
16. Bulaşık makinesi harika bir şey adeta minnet duyuyorum.
17. Köln!! 
18. Köln’e sıkıntısız gidip gelmiş olmak. 
19. Köln’den iyi ayakkabı ve sınırsız çikolata almış olmak. 
20. Köln ve Safa…
21. Safa’nın yol arkadaşlığı. 
22. Ayakkabı aldığımız Sidestep’teki tatlı satış görevlileri…
23. Almanya’nın gülümseyen insanları. 
24. Akşam yorgunlukla otelde erkenden uyuyakalmak. 
25. Yolda izde Game of Thrones…
26. Çokça bakery gezmek ve canının istediğini tatmak. 
27. Canının istediği şeyi tadabilme özgürlüğü. 
28. Bu imkana sahip oluyor olmak. 
29. Yüksek lisansın ilk dönemi bitti!!!! Hepsini geçtim!!!!! 
30. Maruş’u çok özlemek. Tatlı Maruş. Sana asla kıyamıyorum. 
31. Abimin ben Almanya’dayken hasta olmasına rağmen Maruş’un yanına gitmesi. 
32. Anneme Almanya’yı getirmeye çalışmak.
33. Maruş’la kavuşmak. 
34. Bir anda gelen artık 30 yaşındayım ve hiç öyle hissetmiyorum hissi. Pas geçmişim gibi. 
35. Safa ile serserilik.
36. İyi bir maaş zammı. 
37. Ankara’ya gelmek. 
38. Ankara’da sabah trafiği. Maxfm. 
39. Ankara Plaza’nın güven verici sıcaklığı. 
40. Kakule. 
41. İstanbul’a dönme ihtimalinin güzelliği. 
42. Ev özlemi. 
43. Uzun bir deprem arasından sonra iyi hissettiğin ve yaşadığın her şeyi daha güzel sindirdiğin anlar. 
44. Annemin İstanbul’da olması. 
45. Kurtuluş!
46. Yeni bir ütü almak. Yeni bir ütü almanınn ve taşımanın zorluğu. 
47. Bakırköy yolları korkutuyor. Önlük almak zorunda kalmak ise iyi hissettiriyor. 
48. Yeni dönem ve yeni kitaplar. 
49. Biraz uzaktan eğitimin işimi çok kolaylaştırması. Teşekkür ederim. 
50. Kurtuluş… 
51. Viggo Mortensen’li filmler kuşağı. 
52. Tekrar yürüyüş yapabilmek. Of. Harika. 
53. Remzi’de yemek kitabı karıştırmalar ve eve dönüş yolları. 
54. Cruffin yapmayı öğrenmek. Youtube algoritmalarının cruffinle dolup taşması ve evdeki yaş mama. 
55. Maruş!!!!! Bir hafta arayla kızgınlığa girdi. 
56. Nurevşan’ı evde misafir etmek. Her zaman tatlı bir kız. 
57. Büşra’nın Almanya’daki evine aldığı demlikler. 
58. Anne masajı. 
59. Evdeki fazlalıklardan kurtulmak. 
60. Sevimli birkaç cümle. Bakırköy ilginç bir hikayesin. 
61. Bakırköy!
62. Peşpeşe 1 hafta atılmış en az 10 bin adımlar. 
63. Leo’nun eve gelme ihtimali. 
64. Ütümün efsane olması!!! 
65. Nefis havuçlu kekim ve filtre kahve ile uykusuzluk. Gece sevimlisi. 
66. Yatınca Maruş’un direkt ayaklarımın oraya kıvrılması. 
67. Bir mesajla nerede olduğunun sorulması ve kararsız yürüyüşler. 
68. Eskiden çok sevilen bir şarkıyı yine çok sevmek. 
69. Okula gidiyorum!
70. Bakırköy’e 2 kere sorunsuz gidip gelmiş olmak. 
71. Nurevşan’ın evine gitmek ve evindeki polaroidler. 
72. Kuskus salatası!!!
73. Pazar banyosu pazar çamaşırı pazar marketi 
74. Fazla kilolarından güven içinde konuşabilmek. 
75. İşyerinde içilen o günün lattesinin ayrı bir keyif vermesi. 
76. İşteki deprem psikodestek eğitimi…
77. Deprem psikoeğitiminde yaptığım çizimi yırtıp atabilmek. 
78. Kliniğe gittiğim her gün. 
79. Kliniğe gittiğim her günün mutluluğu. 
80. Sevde’nin düğün fotoğraflarını planlamak. 
81. Maruş’a dair her şey. 
82. Gidip lavabo contası almak! 
83. Bir tam günü kitap okuyarak geçirmek ve bunun getirdiği akış hissi. 
84. Kızlarla birlikte kaçamak geceler. Jumbo!
85. Ramazan’a az kaldı heyecanı. 
86. Sultan’la konuşmak ve bir iftar planı yapmak. Geleneksel bir iftar…
87. Babamın İstanbul’a gelmesi. 
88. Babamın İstanbul’daki evimin ışıklarını yapması. 
89. Babamla ekmek almaya gitmek ve aldığım ekmeği çok beğenmesi. 
90. Maruş’un ameliyatı…. Ve hep beni yanında istemesi. 
91. Maruş'un ameliyatı sonrası yaşananlara rağmen birlikte bir takım olmamız.
92. Anneannemin cenazesine giderken Mücahit’in beni havalimanından alması. 
93. Delikanlı çocuklar…
94. Merve ve Feyza ile birlikte uçakla dönmek. 
95. Kulaklarımızın çok hasta olması ama en azından beraber olması ve bunu paylaşmak. 
96. İyi ki Didem abla var (Maruş’u bıraktım ona)
97. Annemi cenazede görünce çok üzülmek. Annemin çok üzüldüğünü görünce gelen korkunç üzülme hissi. 
98. Akşam olunca… Maruş’a kavuşmayı beklemek. 
99. Islak ayakkabılarla uçağa binmek ve uçakta ayakkabının kurumasına sevinir hale gelmek. 
100. Uzun bir süre boyunca Maruş’la ilgilenmek. Maruş’un iyi olduğu her an. 
101. Reyhan’ın yardıma gelmesi. 
102. Abimin yardıma gelmesi. 
103. Probnp, 847.
104. Vizeyi sorunsuz geçtim. 
105. Sevde, Sevde, Sevde! Bizi oradan oraya taşıdı, tüm yüklerimizle birlikte.
106. İtalya bileti. Yepyeni bir motivasyon.
107. Ankara’ya gelebilmek. 
108. Ramazan’ın sağ salim bitmesi. Mustafa abiler geldi. 
109. Ramazan’da yediğim her tavuklu pilav ve ekşili salata. 
110. Cookie tarifimin artık kesinleşmesi. 
111. Ankara’da Safa’yla takılmak. 
112. Anneme sarılmak. 
113. Annemin kucağına yatmak. 
114. Anne anne anne anne. 
115. Ankara’da Prime Starbucks’ta filtre kahve ve kitap…
116. Bakery Plus fuarına denk gelmek. Bu bir işaret mi? 
117. Safa ile John Wick 4.
118. Prod'da filtre kahve.
119. Marvel filmlerini her akşam ailecek seyretmek. 
120. Maruş’la İstanbul’a dönerken trende mışıl mışıl uyuması. 
121. Evde olma hissinin bir de bu versiyonu. 
122. Burgain is sunnah. 
123. 12 saatlik Endonezya yolculuğu. 
124. Jakarta Skye.
125. Jakarta Golf Club.
126. South Jakarta.
127. Jakarta yağmurunda ıslanmak.
128. Jakarta'nın güzel yeşilliği.
129. Yalnız kalmamak ve gülmek.
130. Beni kollayan olur hissi.
131. Burada tanıdığım insanlar arasındayım hissi.
132. Eve gitmeye çalışmak çünkü evde Maruş’un beklediğini bilmek. Zilliş beni eve görünmez zincirlerle bağlamış ve bundan şikayet de etmiyor gibiyim.
133. Jakarta taksi yolculukları. "Brother, uncle."
134. Jakarta'da kızlarla çektiğimiz selfie'ler.
135. Pasaport görevlisi ve temizlik görevlisi bu ülkenin bana tatlı bir şakası.
136. Big boy’u oradan oraya taşımak. Başımıza bela olan koca standın artık bir adı var.
137. Babamla mesajlaşmak. Dünyanın en basit mutluluk sebebi ve tuhaf...
138. Eve gelince zillişin kapıda karşılaması ve çok mutlu olması...
139. Jetlagin verdiği ufak sarhoşluğu ertesi gün hala atamamış olmak ama biraz da toparlanıp kahve yapmak. Kahve makinemi özlemişim...
140. Beyoncé ile bu yazıyı yazmak ve Büşra'nın nikah elbisesini konuşmak... WHIP, WHIP...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder