Bir dürüstlük mesafesi kadar yer var aramızda. Bu çok gerçekçi bir ölçü birimidir. Dürüstlük mesafesi.
**
Çelik aksamlarla yere sağlam basarak sağlamlaştırdığıma inandığım tüm bu düzenin bir şefkat dokunuşu kadar canı var, bunu hissedebiliyorum. Bir dokunuş ve her şey, her şey aniden dağılıyor. Bunun bir anlık olduğunu o kadar iyi biliyorum ki, dahası bunu varlığımın her hücresinde hissediyorum ki... Zor bir konuşmayı yaşarken içimden "sonunda oldu" nun gölgesi geçip gidiyor; artık "bana kalan, güzelce sabretmektir".
Ateşinin kalan son közlerini karıştırarak ısınmaya çalışan öfke hep orada, karanlık bir mağarada sırasının gelmesini bekliyor. Çocukluğumdan kalan bir öfke: Başını kaldırmaya çalışıyor. Daha doğrusu öfke, ben başımı kaldırırken bana yardım etmeye çalışıyor; ona tutunmamı ve onunla bu yola çıkmamı istiyor. İşlevsel, anaerkil, bazen vahşi bir öfke bu, o yüzden onu orada belirli bir açlık seviyesinde tutuyor ve vakti geldiğinde bana elini uzatmasını bekliyorum. Birlikte iyi bir takım olduğumuz zamanlar var: Onunla birlikte şehir değiştirdim, onunla birlikte iş değiştirdim, onunla birlikte ev değiştirdim. Ben başımı kaldırmaya çalıştıkça yukarıdan bastıran her şeyi kırmama yardım etti ve beni dolaylı bir yoldan yüzeye çıkartıp sakinleştirdi. Ve arkasına bile bakmadan yerine geri gitti sonra... Tuhaf, karanlık bir mağarada demir bir karağı ile ateşin başında oturmuş ve közleri canlı tutmaya çalışıyormuş gibi düşünüyorum onu. Canlı ama çok canlı değil, her an alev alabilir ama bunu istemez. Onun da bir keyfi vardır orada, kendisini dinç hissetmesi için uzun süre dinlenmesi gerekir ve gerektiğinde de atik bir şekilde kalkması gerekir yerinden. Vücudunda hiçbir ağrı yokmuş gibi, sanki hep bu anı bekliyormuş gibi. Sanki o bile, "bana kalan güzelce sabretmektir" dermiş gibi.
Tüm bu garip kayalıklar, geçitler, darboğazlar, su yolları ve vadiler içerisinde uğraşırken aramıza bir mesafe koymayı başarabiliyorum. Bazen bir mesafe gerekir, bir dürüstlük mesafesi. Bu çok gerçekçi bir ölçü birimidir: Birbirine yalan söylemeye gerek kalmayacak kadar uzak, ama birbirini sevmeye ve saygı duymaya devam edecek kadar yakın. Çok ince bir dengede sallanıyor her şey. Kopup gitmesini beklediğimiz şeyler incelerek uzuyor ve nasıl desem, sağlamlaşıyor. Çelik aksamlarla birbirine bağlanan yeni yollar, yeni menteşeler, yeni dünyanın yeni düğüm noktaları, kirişler, basit mesnet bağlantıları, zıvana ve karkaslar... Yeniden oluşan bu evren bize yeni şartlar sunuyor. Yeni bir ilişki biçimi bu.
Güvenli ve hassas.